Araştırma sonuçları gösterdi: Bakteri yiyen virüsler, müsilajın tehditlerini azaltıyor
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesinden Müsilajla Mücadelede Yeni Buluş
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Temel Eczacılık Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu Kaşkatepe, müsilaj içerisinde hastalık yapan mikroorganizmaların miktarını azaltmak için bakteri yiyen virüsleri kullandıklarını açıkladı.
2021’de Marmara Denizi’nde ortaya çıkan müsilaj sorununun deniz ekosistemini tehdit ettiğini belirten Kaşkatepe, TÜBİTAK’ın müsilajın olumsuz etkilerini önlemeye yönelik projelere destek verdiğini ifade etti. Ankara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa işbirliğiyle yürütülen “Marmara Denizi Enterik Patojenlerine Özgü Litik Bakteriofajlar İle Etkin Biyosürfaktan Ramnolipidin Birlikte Kullanımının Müsilaj Üzerine Olası Etkinliğinin Belirlenmesi” başlıklı çalışmanın bu desteklerden biri olduğunu belirtti.
Müsilajın denizel ortamdaki biyoçeşitliliği etkilediğini vurgulayan Kaşkatepe, müsilajın deniz yaşamını olumsuz etkilediğini ve deniz suyu sıcaklığı, bitki sayısı ve bakteriyel aktivitelerin artmasıyla ortaya çıkan bir yapı olduğunu ifade etti.
Kaşkatepe, müsilajın balıkların solungaçlarını tıkayarak oksijensiz kalmalarına ve ölmelerine neden olduğunu belirterek, müsilajın turizme ve denizcilik faaliyetlerine de olumsuz etkiler yarattığını söyledi. Ayrıca, müsilaj içerisinde hastalık oluşturan bakterilerin çoğaldığını ve bu durumun halk sağlığı açısından bir sorun teşkil ettiğini de ekledi.
Yeni Buluş: Bakteri Yiyen Virüslerle Mücadele
Kaşkatepe’nin liderliğinde yürütülen projede, Marmara Denizi’ndeki çeşitli istasyonlardan su örnekleri alındı ve 5 ay boyunca bu örneklerin müsilaj öncesi ve sonrası parametreleri karşılaştırıldı. Elde edilen verilere göre, bakteri yiyen virüslerin kullanılmasıyla bakteri miktarının %99,99 oranında azaldığı belirlendi.
Araştırmanın sonuçları doğrultusunda, mikroorganizmaların miktarını azaltmaya yönelik çözümler geliştirebileceklerini belirten Kaşkatepe, bu buluşun yeni müsilaj oluşumlarına karşı biyolojik mücadele yöntemleri sunabileceğini ifade etti.
Kaşkatepe, biyolojik yöntemlerle geliştirilen bakterilerin denize salındığında ekosisteme zarar vermeyeceğini ve sadece hedeflenen zararlı bakterilere etki edeceğini belirtti. Bu sayede, denizel hayatı koruyarak müsilajın olumsuz etkilerini azaltmanın mümkün olduğunu söyledi.
Türkiye’de Bir İlk: Müsilajla Mücadelede Yeni Adımlar
Projeyi Türkiye’de bir ilk olarak tanımlayan Kaşkatepe, literatürde müsilajda biyosürfaktan madde ve bakteriyofajın birlikte etkinliğini araştıran başka bir çalışma olmadığını belirtti. Ayrıca, araştırma sonuçlarının yüksek etkili bir dergide yayımlandığına da dikkat çekti.
İklim değişikliğine bağlı olarak artan deniz suyu sıcaklıklarının müsilaj üzerindeki etkilerinin her geçen gün daha iyi anlaşılacağını belirten Kaşkatepe, bu tür araştırmaların önemine vurgu yaptı. (AA)